İstanbul’da motosiklet kullanmak

İstanbul’da motosiklet kullanmak

İstanbul’da motosiklet kullanmak

Herkesin bildiği gibi motosiklet motorlu bir taşıttır. Bu aracı bir yere gitmek için de kullanan var, hobi haline getirip kullandığında mutluluğunu arttıran da var. Şimdi bahsedeceğim durum sayılı gruplar için geçerlidir; örnek vermek gerekirse klasik araba sevdalıları gibidir bazı motorcular.

Kullandıkları iki tekerlek her ne kadar mekanik bir araç olsa da ona canlıymış gibi davranırız. İsim takar ve ona iyi bakmaya çalışırız. Çünkü araba gibi değildir, hata affetmez. Motosiklet üstüne çıktığımızda İstanbul’un kural tanımaz araç şoförlerinin “acaba bugün bizim için ne gibi sürprizler hazırladılar?” diye düşünürüz. Metalden bir kafesin içinden bakmak gibi değildir motosiklet kullanmak. Bakış açınız geniştir, her anlamda geniştir hem de. Kendi yapacağınız şey etraftan bağımsız değildir; öndeki aracın ne yapabileceğini, sağdaki yayanın taksi mi beklediği, arkanızdaki aracın cinsi (Doblo, Volkswagen Scirocco vb.) bile önemlidir bizim için. Hani çoğu kez maruz kaldığımız cümle vardır ya, “kusura bakma seni görmedim” işte biz bu cümlelerin geleceğini bildiğimiz için bütün bunlara ve daha fazlasına dikkat ederiz. Kısacası motosiklet kullanmak tehlikelidir, en azından bizim ülkemizde ve İstanbul’da böyledir. Çünkü insanlar trafikte ve arabaları içerisinde o kadar çok zaman geçirirler ki, belirli bir süre sonra kendilerine 5 saniye kazandıracak en ufak bir deliğe direksiyon kırarlar.

Bunların haricinde motosiklet kullanmak bir sevdadır aslında. Daha çok bir yere gitmek için kullanılan bir araçtan çok; yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, yardımlaşmak gibi önemli şeyleri gerçekleştirmemizi sağlayan bir yol arkadaşıdır kendisi. Diyeceksiniz ki “her motosiklet sürücüsü böyle midir?” cevap çok basit: Nasıl ki bir elin bütün parmakları birbirine benzemez, bu tarz duyguları da herkese yükleyemeyiz. Ne bütün motorcular yardımseverdir, ne de bütün motorcular apaçi ya da kural tanımazdır demek doğru olur. Zaten düzgün kullanıcıyı ayırt etmenin çok kolay bir yolu vardır. Bu işi hakkıyla ve zevk alarak yapan insan koruyucu ekipmanını eksik etmez. Bu bahsettiğim şey kask değildir sadece. Eldiveninden tutun, montuna, dizliğine ve bütçenin yettiğinde pantalonuna ve ayakkabısına kadar. Çünkü işin bilincindedir, başına bir şey geldiğinde kendisinin ölümsüz olmadığını, Wolverine gibi iyileşmediğini ve yara alacağını bilir. Bunun için de elinden geldiği kadar önlemini alır.

Şimdi gelelim işin özüne… İstanbul’da motosiklet kullanmanın ne gibi sıkıntıları ve olumsuz yönleri vardır?

  • Yukarıda da bahsettiğim gibi trafikten bunalmış araç sürücülerinin kendilerine zaman kazandıracağı yerlere ayna kontrolü yapmadan atlaması,
  • Motosikletlerin geliş hızının kestirilememesi (farklı boyuttaki cisimlerin geliş hızı aynı olsa bile boyutları küçük olan daha yavaş gibi anlaşılır),
  • Trafiğe katılım sağlayan çeşitli mimlenmiş araçlara daha fazla dikkat edilir. Volkswagen Scirocco sürücüleri agresif olabilir, Doblo veya buna benzer ticari araçlar ayna kontrolü yapmayabilir, boş taksi müşteri kovalar, dolmuş her an durabilir gibi. Bunlar saymakla bitmez tabi…
  • Motosiklet iki tekerli bir araç olduğundan ıslak bir zeminde daha düşük hızlarda seyretmesi gerektiğini bilmez çoğu araç sürücüsü. Çünkü otomobil gibi 4 lastiği yoktur, tekerlerinden biri kayarsa kaçınılmaz bir kazaya karışabilir.
  • Son olarak: MOTOSİKLET, MOTORLU BİR TAŞITTIR VE EMNİYET ŞERİDİNDEN GİTMEYE MAHKUM DEĞİLDİR. (Evet biz bazı trafik magandalarından kaçıp can güvenliğimiz için o şeridi tercih etsek de yol hakkına sahip bir araç kullanıyoruz. Şeridin ortasından gidiyoruz diye sıkıştırmanız ve emniyet şeridine itmenize gerek yok yani bizi.)

 

Gelelim güzel taraflarına;

  • Araba tutmaz,
  • Araba ile gideceğiniz yere motosiklet ile daha hızlı gidebilirsiniz,
  • Genelde yeni yerler görmek ve gezerken “durup şurada bir resim çekeyim” demeye uygun bir araçtır. Bunun için gerekli ruha sahiptir.
  • Arabalara göre genellikle daha az yakar,
  • Grup sürüşü yapabilirsiniz (örnek vermek gerekirse Cumhuriyet Bayramı korteji),
  • Yeni insanlar tanır, güzel arkadaşlıklarınız olur,

Motosiklet ile ilgili güzel bir söz vardır. “Dört teker bedenini, iki teker ruhunu taşır” derler, bu gerçektir. Bizlerden biriyle takılana kadar “hadi canım, abartıyorsun” diyebilirsiniz, fakat biz kocaman bir aileyiz. Yolda giderken selamlaşır, yardıma ihtiyacı olduğuna inandığımız biri için durmaktan çekinmeyiz.

 

Sağlıcakla kalın.

Category : Sosyal Mesaj Tags : , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

2 thoughts on “İstanbul’da motosiklet kullanmak

  1. Motosiklet kullanmak hem keyifli hem de trafik açısından çok avantajlı ama kazalarda daha fazla yaralanma riski taşıyor. Bu keyif ve avantajın olumsuz sonuçlar doğurmaması için, motosiklet sürücüleri zorunlu motosiklet aksesuarlarını kullanmalıdır. Diğer taşıt sürücülerinin dikkatsizliğinden dolayı daha dikkatli olmalıdırlar.

    1. Kesinlikle haklısınız!
      Bahsettiğiniz nedenlerden dolayı kafamıza sadece kask takmakla bitmiyor iş.
      Mont, eldiven, en kötü ihtimalle korumalı dizlik ve motosiklet ayakkabısı lazım. Tabii koruma kıyafetlerinin yanı sıra eğitim alarak kendi yeteneklerimizi geliştirmemiz ve risk analizini iyi yapmamız gerekiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.