Moto Bike İstanbul 2017 / Motosiklet Fuarı

Moto Bike İstanbul 2017 / Motosiklet Fuarı

Moto Bike İstanbul 2017 / Motosiklet Fuarı

Herkese selam!

Bu sene de motosiklet fuarına gittik çok şükür. Herkes nedense fuarın paralı olmasına içerlemiş. Bence yerinde bir uygulama olmuş, fuara girişte park alanlarının değişmesi ile zaten yeterince hissettik değişimi. Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi fuarın etrafına dizilen motosikletler görmedik, bunun yerine diğer salonlar ile ortak park alanlarına bıraktık motosikletleri. Değişen park yerlerinin yanı sıra fuar içerisinde bol bol siyah takım elbiseli güvenlik arkadaşları gördük ki bu da şahsen bana güven verdi.

O kadar laf edilmesine rağmen fuarın ilk günü olan 23 Şubat Perşembe içerisi tıklım tıkıştı. Kadın ve öğrencilere tanınan pozitif ayrımcılık gerçekten işe yaramış ki gençlere en çok hitap eden marka olan KTM gün boyunca baya doluydu. Fuarı detaylı bir şekilde tabii ki yazamayacağım, onun yerine marka bazında özet geçmeye çalışayım.

  • Fuar: Messe Frankfurt’un bu işi üstlenmesi ilk senesinde farkını ortaya koymaya başlamış. Tamam çok radikal değişiklikler yok belki 2016’ya kıyasla ama gayet olumlu bir yansıma olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce motosikletlerin başındaki güzel ablalara bakmak için gelecek olan kitleyi eler, tamamen bitirmese bile baya bir azalır.
  • KTM: Hafta içini oluşundan mıdır bilinmez gençlerin çoğu bu markanın etrafında toplanmıştı. Biz de fuarı gezmeye ilk KTM’nin salonundan başladık, o kadar doluydu ki motorların etrafı mecburen etrafından dolaşmak zorunda kaldık 🙂
    Marka olarak pek ilgimi çekmese de Duke390 ve Super Duke 1290 GT’nin dikkat çektiğini söyleyebilirim. Duke ve RC serileri zaten KTM’nin başı çeken modelleri olurken, aile boyu hizmet sunduğu (125 – 200 – 250 – 390 – 690 vs.) bu modeller ile kullanıcı kitlesini markaya bağlamayı başarmış görünüyor.
  • Yamaha: MT-10’un ardından MT-09 da transformers kafaya kavuşan bir başka üye olmuş. X-Max 300’ü görmüş olsak da fiyatı gözlerimizi kamaştırdı. KTM’nin Duke serisi gibi, Yamaha da MT serisine ağırlık vermiş. Fuarda gençlerin ilgi odağı MT 125 – 25 – 07 olmaya devam etti. MT-09 Tracer’ın ardından MT-07 Tracer da hedef kitlesine ulaştı. Yenilenen motorların ve yeni gelen modellerin yanı sıra Yamaha’da asıl konuşulan konu kabarık fiyat listesi oldu.
    MT09’un transformers kafası. Kendisi gayet güzel yenilenmiş. Durduğu yerde 200 yapıyor gibi görünüyor.
    XMax 300’ün kafadan görünümü yine her zamanki gibi agresif.

    MT serisinin en küçük üyesi MT 125. Göründüğü gibi hiç de “altımda kayboldu” dedirtmiyor.
  • Suzuki: Bir scooter kullanıcısı olarak gözlerim Burgman 400’ü ve 650’yi arasa da, fuarda sadece 400’ü görebildik. Üstüne üstlük Burgman kalitesinden çoook uzakta bir 400 cc maxi scooter gördük. Ön konsoldaki parça kalitesinden yoksun saklama gözlerinin yanı sıra, ayarlanamayan manetler ve dokunsan dökülecek gidon göbeğindeki plastikler ile güven sarstı. Sanırım Suzuki V-strom serisini tasarlamaktan, GSX serisine özen göstermekten “ulan biz bunu yapamadın ama olsun en azından baksınlar” diye düşünmüş olmalı.
    V-Strom 650 ve 1000 yenilenirken, sadece tasarım olarak yenilenmemiş, elektronik anlamda da yeni özellikler eklenmiş. Ailenin en küçük üyesi V-Strom 250 olurken, bir garip far tasarımına rağmen gayet oturaklı görünüyor.

    V-Strom’un yenilenmiş görünümü ve fosforlu sarı rengi gayet uyumlu olmuş.
    V-Strom DL1000’de altımda ne güzel durmuş.
    V-Strom 250’nin lokomotik farına benzeyen kafası.


  • Honda: Xadv, yenilenen Fireblade 1000 ve CRF 250 Rally yeni motorlar olurken, Fireblade fuarın ilk gününde koruma altına alınmış gibiydi. Xadv merakla beklendi, beğenenler olsa da ben beğenmeyenler arasındaki yerimi aldım. Nedendir bilinmez ama beni pek cezbetmedi, Integra’ya göre küçük lastik çapları, 750 cc çift silindir bir makineye binmek yerine Forza’ya binmiş gibi hissettim. Belki test edersek fikrimiz değişir o da ayrı.
    Scooter candır. Forza 300.

    Honda X ADV’nin kafa tasarımı. Beter böcek ile Africa Twin arasında kalmış.
  • Kawasaki: Pek fazla ilgimi çekmiyor marka olarak. Fakat dikkat çeken bir konu, son 3 yılda ilk defa Kawasaki’lerin üstüne binen insan gördüm. Fuarın ilk günü gelmemin etkisi midir yoksa Kawasaki yoğun eleştirilere mi kulak vermiş bilinmez.
  • Ducati: Panigale, Multisrada ve Diavel. Multistrada’nın boy boy olanlarının yanına 950’si de gelmiş. 1200 olanın üstüne bindiğimde resmen ağzım açık kaldı. Aşağıdaki resimden de anlayacağınız üzere bu kadar hafif olamaz diye düşünüyorum kendi kendime.
Ducati Multisrada 1200’ün 253 kilo olmasına rağmen (Integra’dan 23 kilo daha ağır) 250cc scooter ağırlığında hissetmem gerçekten şaşırttı.

Benelli TRK 502: Fuarın beklenen motoruydu. 27.500 TL’lik fiyatı ile de rakiplerine kıyasla gayet güzel bir yer edindi kendine. Orta sınıf enduroda tercih edilir diye düşünüyorum.

Hediyler: Geçtiğimiz senelerin aksine hediyeler biraz güzelleşmiş. Ducati Panigale 959, KTM RC125, Bajaj Pulsar 150NS ve SYM HD2 200i.

Fuarı gezmenin keyfine varmaktan pek fazla video ve fotoğraf çekememiş olsam da, çektiğim fotoğrafların bazılarına şöyle yer vereyim istedim. Umarım herkes güzel bir fuar geçirir ve motosiklet hayalini gerçekleştirir.
Fuarı hızlı gezmek için de şöyle bir timelapse alalım.

Category : Gezilerim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.