Küçük Ege Turu / Assos’ta Gezmece
Assos’a uzun süren yolculuğumuzun ardından (yaklaşık olarak 10 saat sürdü) motele yerleştik. Biraz dinlendikten sonra hem akşam yemeğini yemek hem de gün batımını izlemek üzere Behramkale’ye doğru yola çıktık.
1’inci gün; önceden yaptığımız araştırmalar sonrasında Ehl-i Keyf’e yöneldik, yemeklerimizi söyledikten sonra gün batımını izleyerek zaman geçirdik. Çok güzel bir manzarası olduğunu kabul etmek gerekir. Yemeklerimizi beklerken gelen acılı salça gerçekten evlere şenlikti, yayık ayranı ve yemek sonrası Türk kahvesi de öyle. Fakat nasıl olduysa yemek porsiyonları biraz az geldi bana (yemek yemeği seven biri olduğumdan bana da öyle gelmiş olabilir).
2’inci gün; tatile gitmeden önce plan yaptığımız için biraz rahatız, Assos’un da küçük bir yer olması bize avantaj sağlıyor adeta. Bu günün planı öğlen vakti Eski Liman’a inmek, iniyoruz inmesine fakat gökten ateş yağıyor resmen. Gölgede bir yer bulup önce soğuk içeceklerimizi içip ferahlıyoruz, ardından hem kendimize hem de eşe dosta hediyelik eşya alışverişine gömülüyoruz. Hatıra toplamayı tamamladıktan sonra akşam tekrar gelmek üzere oradan ayrılıyoruz. Dönüş yolunda eşimin arkadaşlarının Kadırga Koyu’na geldiğini öğrenip onların yanına gidiyoruz. Akşam ettikten sonra tekrar limana gidiyoruz, güzel bir balık yemenin vakti diye düşünüp canlı müzik olan Nazlıhan Hotel Restaurant’a geçip masaya oturuyoruz. Garsonun geç gelmesini, yemeklerin gecikmesini ve yaşadığımız diğer tatsız şeyleri bir kenara bırakırsak müzisyen arkadaşlar gerçekten başarılıydı. Yemeğin ardından Meşhur Assos Dondurmacı’sına gidip ballı kornet ve dondurmalı waffle’ın tadına bakıyoruz. Sıcak bir yaz akşamında yenen dondurma kadar mutlu eden bir şey yok.
3’üncü gün; Adatepe Köyü’ne ziyaret ve Zeus Altarına çıkmak için yola koyuluyoruz. Kadırga Koyu’ndan Zeus Altarı’na giderken yolda bol bol karadut suyu satan amcaları – teyzeleri görmek mümkün. Eğer vaktiniz varsa oturup yaz sıcağında soğuk soğuk içip, mola verebilir, oradaki amca veya teyzelerle hoş sohbet yapabilirsiniz. Yola devam ederken sağ tarafta kalan Adatepe Zeytinyağı Fabrikasını gezebilir, hatta zeytin yağı ve sabun alabilirsiniz.
Adatepe köyüne gelip Zeus Altarı’na çıkmak üzere motoru park edip yürümeye koyuluyoruz. Sizi belirli bir ücret karşılığında yukarı kadar çıkaracak atlar var, biz bu sıcakta hayvanlara eziyet etmemek için yürümeyi tercih ettik, siz de öyle yapabilirsiniz. Yaklaşık olarak 500- 700 metre yürüdükten sonra bizi şahane bir manzara karşılıyor. Yeşil ve mavinin güzel bir karışımı kendini o kadar güzel sunuyor ki, yürüdüğünüz yolun yorgunluğunu unutuyorsunuz adeta. Yolunuz bu civarlara düşerse, mutlaka görmeniz gereken bir manzaraya sahip, şiddetle tavsiye edilir.
4’üncü gün; bugünün planı Assos’taki son tam günümüz olması nedeniyle denizin ve dinlenmenin dibine vurup, akşam üstü rotayı Türkiye’nin en batı noktası olan Babakale’ye çevirmek. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, bu koyun denizi gerçekten övüldüğü kadar var. Su tertemiz, dibi taş olması nedeniyle biraz yosun olabiliyor, bu durumdan hoşlanmıyorsanız deniz ayakkabısı bulundurmanızı tavsiye edebilirim. Neyse güzelce dinlendikten sonra motora atlayıp Babakale’ye gidiyoruz. Küçük bir sahil kasabası burası, balıktan dönen teknelerden sofraya gelen taze deniz ürünleri de oldukça başarılı. Güzel bir yemeğin ardından manzaranın tadını çıkarıp, balıktan dönen teknelerin ardına takılan kuş kitlesini izlemek oldukça huzur veriyor insana. Dönüşte Behramkale’ye yolumuz düşüyor, güneş batımını müzeye yakın bir yere çıkarak izliyor ve tenimizi ısıtan güneşin batışını izliyoruz.
Ertesi gün Assos’tan ayrılıp, rotayı Ayvalık’a çevirmemiz gerekiyor. O da bir sonraki yazımda.
Assos’ta gezimizin videosu ise tam olarak burada yer alıyor.
1 thought on “Küçük Ege Turu / Assos’ta Gezmece”